Çağın Bedeninden Çık!*

Mehmet Sabri Genç’in büyük bir dikkat ve rikkatle derlediği Şaban Teoman Duralı’nın düşüncelerini içeren Şûle Yayınları’ndan çıkan “Sorun Çağının Anatomisi” adlı kitabı hemen edinilmeli!

td-sca Küreselleşme tanımına bir yenisini ekleyen Teoman Duralı, küreselleşmeyi ayağımızı bastığımız bir noktadan yoksun olmak diye ifade ediyor. Küreselleşme denilen şey toplumların afyonudur ve bunu öyle masum görülen araç ve gereçlerle yapar ki kimse itiraz edecek bir şey bulamaz. Küreselleşmenin afyonu televizyondur, telefondur…

‚Ulu ağaçlara sarılıp öpme’ hastası!

Aslında rahatımızı kaçıracak şeyler söylüyor Teoman Duralı. “Hayatın manası ızdıraptır” diyor. Ona göre rahat hayat mekaniktir mesela. Mekaniğe insan olarak, insani olmadığı için karşıdır. “Barışçıllaştırılmış birey” tepkisiz ve çağa ait olumsuz bir ifadedir onun lugatinde. Çünkü o “kocamış uluğ ağaçlara sarılıp onları öpmek” hastasıdır.

Ancak bir devrim ile dur denilebilir!

Çağımız, ruhunu ( Geist der Zeit) yitirmiş ve sadece bedeni ( Körper der Zeit ) ile var olma sürecine girmiştir. Artık bir fesleğenin ya da başka bir çiçeğin kokusu piyasa olmak, sermayeye dahil olmakla anlam (paha) kazanmaya başlamıştır. Tarih boyunca din merkezli medeniyetler sermayenin ortaya çıkışıyla yerini profan mekanizmalara bırakmıştır. Bu mekanizma ise çarkları içine aldığı ne varsa onu öğütmek ve tüketmek üzere programlanmıştır. İşin en trajik yönü ise bu gidişatın durdurulması neredeyse imkansızdır, zordur. Ve Prof.Dr. Şaban Teoman Duralı’ya göre ancak bir “devrim”le bu gidişata dur denilebilir.

Omurgasızlaştırılmış Türklük!

Ancak bu “devrim” ıskalamamız mümkün olmayan bir hedef olmakla birlikte zor bir sürecin neticesinde ortaya çıkabilecektir. Bir kere bir yerde oksijen yoksa, o oksijenin varlığına bağlı olarak yaşayan varlıklar da yoktur. Ve hava sahamız küçümseyemeyeceğimiz kadar kirlenmiştir artık. İnsanlarımız uyuşturulmuştur. Bunu bizim toplumumuz için “omurgasızlaştırılmış Türklük”  ifadesiyle tanımlar Şaban Teoman Duralı. Bu ifade başkaldıran insan yok, ayaklanan insan var demektir. Ayaklanan insan ise ne yaptığını bilmeyen insandır. O halde ayaklanan insanlar ayak takımı olmaktan öteye gidemeyecektir. Bu “devrim”i gerçekleştirecek olanlar ise başkaldıranlardır.

Dilin değiştirilmesi cinayeti!

Çağımızda toplumumuzun en büyük sorunlarından biri de dildir. Dil hususunda yapılan güneş-dil teoremi gibi yanlış uygulamalar Türk dilinin imkanlarını törpülemiştir. Artık bu dille bir felsefe üretilemez Şaban Teoman Duralı’ya göre. Çünkü medenileşmiş bir toplumun biliç omurgasını dili oluşturur. Fakat Türk dilinin/yazısının değişmesiyle birlikte kişinin bilincini yitirmesi gibi toplumun bilinci de yitmiştir. Öyle ki toplumuzda sağlıklı bir yabancı dil eğitimi verilemez çünkü kimse kendi dilini bile tam olarak bilmiyordur.msg-sca

Büyük Türk mütefekkiri Prof.Dr. Şaban Teoman Duralı’nın çağa ilişkin önemli tespitleri ve ifadeleri böyle sıralanıp gidiyor. Yazdıkça yazacak, bunu da not etmeden geçemeyeceğim diyeceğiniz o kadar çok şey çıkıyor ki kitapta… En iyisi Mehmet Sabri Genç’in büyük bir dikkat ve rikkatle derlediği Şaban Teoman Duralı’ya ait metinlerden oluşan “Sorun Çağının Anatomisi” adlı kitabı edinmek ve yaz sıcaklıklarında düşünsel derecenizi arttıracak bir okumaya başlamak…

Açık adres isteyenler için bir kez daha tekrarlayalım:

Sorun Çağının Anatomisi / Çağımızın Felsefece Teşrihi
Derleyen ve Yayına Hazırlayan: Mehmet Sabri Genç
Şûle Yayınları Merdiven Kitapları Dizisi
Ağustos 2009
181 Sayfa

 

*Bu yazı, www.dunyabizim.com adlı internet sayfasında 14 Ağustos 2009 tarihinde yayınlanmıştır.

Yazının orjinali için tıklayınız.